Listen free for 30 days
Listen with offer
-
Türklerde Mizah
- Anadolu'da Medeniyetin Hikayesi 12
- Narrated by: Mehmet Atay
- Length: 21 mins
Failed to add items
Add to basket failed.
Add to wishlist failed.
Remove from wishlist failed.
Adding to library failed
Follow podcast failed
Unfollow podcast failed
£0.00 for first 30 days
Buy Now for £2.99
No valid payment method on file.
We are sorry. We are not allowed to sell this product with the selected payment method
Summary
Anadolu'da Medeniyetin Hikayesi serisinin yeni bölümlerinden bildirim yoluyla haberdar olmak için seriyi takip etmeyi lütfen unutmayın.
Anadolu'da, halk mizahı filozoflarının hiciv anlayışı, nüktelerin altına saklanan derin anlamlarla, Türklerin olaylar karşısındaki tavır alışını, pratik zekâsını, hoşgörüsünü, sorunlar hakkında hüküm verişini adeta bir aynaya yansıtır. Bir tebessüm yaratırken mutlaka alınacak bir ders vardır. Bu ders, sorunları yumuşatmak ve tahammül edilir hale getirmek, dinî baskıya karşı inançları yumuşatmak, kişinin kendi kusurlarını hoş görülür hale getirmek, gerektiğinde kendi kendiyle de eğlenerek zor durumlara katlanmak ya da zor durumları gülünç hale çevirmek, eleştiri yapmak fakat bunu sezdirmemek için nüktenin içinde eritmektir.
Bütün bunlar Anadolu insanını temsil eder, onun ruh yapısını yansıtır. Öyle olmasa kökeni Dede Korkut Hikâyelerine kadar dayanan Türk mizahı, Anadolu’da Nasreddin Hoca, Karagöz-Hacivat, Kavuklu-Pişekâr, İncili Çavuş gibi halk bilgeleri, Karadeniz’in saf ve fevrî insanlarının tepkilerini anlatan Temel'i, sinemada, Kemal Sunal'ın Şaban'ı, Sadri Alışık'ın Turist Ömer'i, karikatürde Cemal Nadir'in Amcabey'i, Oğuz Aral'ın Avni'si, Tekin Aral'ın Tarzan ve Arap Kadri'si, Aziz Nesin'in Zübük'ü, Ercümend Ekrem Talu'nun Meşhedî'si gibi tiplemeler yaratabilir miydi?
19’uncu yüzyılın ortalarında, yazılı Türk mizahı, yerleşik düzene karşı bir başkaldırı olarak doğup geliştiği için siyasi yanı çoğunlukla ön plana çıkmıştır. İlk mizah dergisinin yayımlandığı tarihten bugüne, birçok mizah yayınının kapatılmasının nedeni budur. Türk halkı, bir şeyleri söylemenin ya da hissettirmenin zor olduğu dönemlerde sözlü ve yazılı mizaha yüklediği aynı sorumlulukla, bugün de sosyal medyayı aynı tarzda kullanmakta, duygu ve düşüncelerini ifade etmek için mizaha başvurmaktadır.